Günümüzde daha az miktarda, kararında kullanılıyor ve 80’ler / 90’lara kıyasla daha kuru sound’lar tercih ediliyor olsa da reverb, miksajda sesleri manipüle etmek için asla vazgeçmeyeceğimiz bir efekt, bir araç. 80’ler / 90’lar demişken Def Leppard’ı hatırlayın mesela o ıslak davulları… Daha da eskiye gidin, David Bowie adı nerdeyse reverb‘le özdeşleşmiş. Bugün davullarda bu kadar derin ve yoğun reverb’leri, vokal’de bu kadar ıslak sound’ları tercih etmiyoruz. Daha in your face, daha kuru sound’lar hakim.
Belki vokal ya da gitarlarda delay gibi zaman bazlı diğer bir efekti tercih ederek durumu kurtarabilirsiniz ama davulda reverb dışında bir tercih yapana nerdeyse hiç rastlamadım diyebilirim. Davullarda plate, gated, non-linear, room reverb sıklıkla tercih edilen reverb’lerdir. İstisnai bazı durumlar dışında eminim trampet ya da tomlarda arena ya da large hall reverb kullanmayı tercih etmezsiniz. O kadar uğraşıp ayıkladığınız baslar ve low midlerin, yerli yerine koyduğunuz tüm enstrumanların sönümlenme zamanı 3-4 saniye ya da daha fazla olan bir reverb tarafından darmadağın edilmesini istemezsiniz.
Orijini duvarları metal plakalarla kaplı bir odadan elde edilen akustik yansımalara dayanan plate reverb, tahmin edeceğiniz gibi üst frekansları biraz fazlaca üreten bir reverb çeşidi. Belki de davul kanallarının bu sayede mix’te daha kolay cut through etmelerini sağladığı için plate tercih ediliyor. Yine de siz zaten oldukça parlak olan bir trampet sound’unda üstleri iyice abartıp mix’sinizin dengesini bozmasına izin vermeyin. Bunun için efektin dönüşüne low pass filter EQ uygulayın. Bazı reverb’lerde, hatta pek çoğunda EQ filtereleri olsa da ben genellikle reverb’ün dönüşüne kendi EQ’mu koymayı tercih ediyorum. Bir önceki paragrafta da belirttiğim gibi reverb’den kaynaklanacak bir bas ya da low mid yığınmasını low shelf ya da hi pass filter kullanarak engelleyebilirsiniz. Hatta reverb’ü uyguladığınız enstrumana göre fundemental frekansları biraz açabilirsiniz bile. Mesela vokale uyguladığınız reverb’ün dönüşünde 500 Hz’ten başlayan bir hi pass filter ve 4 kHz’ten başlayan bir lo pass filter koyup 1 kHz civarını geniş bir bantla 3-4 dB açın bakalım sevecek misiniz?
Davulda kişisel favorilerimden biri gated reverb. Trampette ve tomlarda harikalar yaratacaktır. Bazı reverb’lerde hazır olarak gelen bu reverb’ü isterseniz kendiniz de elde edebilirsiniz. Önce oldukça uzun bir reverb tercih edin, hall gibi. Anlaşılabilirliği, netliği sağlamak için biraz pre-delay kullanın, 10-25 ms civarı. Efekt kanalınızda reverb’ün ardına bir gate yerleştirin. Hızlı bir atak zamanı ayarlayın ve reverb’ün kuyruğunun ne kadarının duyulmasını istiyorsanız bu doğrultuda bir hold, release ayarı yapın. Bu şekilde hall gibi çok geniş bir reverb’ün ilk gelen doygun ve zengin yansımaları duyulduktan sonra gate ile kapatarak reverb’ün kuyruğunu kırpmış olacaksınız. Bu sayede son derece şişman, adamın suratında patlayan, adeta tabanca atışını andıran keskin bir trampet tonu elde edebilirsiniz. İhtiyaca göre istediğiniz kadar tomlara da ekleyip güle güle kullanınız!
Reverb kanalına EQ yanı sıra kompresörde koyabiliriz. Nasıl mı? Neden mi? Şöyle: Varsayalım aynı reverb’e davulları, vokalleri ve tüm gitarları yollamanız gerekiyor, her birine ayrı reverb’ler kullanma imkanınız yok. Bu durumda dinamik aralığı birbirinden çok farklı bu kadar enstrumanı yolladığını tek reverb’ün girişine/önüne bir kompressor koyarak efekte giren toplam sinyalin dinamik aralığını biraz dizginleyerek ani efekt çıkışlarını kontrol altına alabilirsiniz. Giriş seviyesi kontrol altına alınmış bir reverb’ün çıkışı da makul ve tutarlı olacak miksinizde gereksiz yere dikkat dağıtacak, göze batacak efekt iniş çıkışları yaşanmayacaktır.
Girişe olduğu gibi reverb’ün çıkışına da kompresyon uygulamayı tercih edebilirsiniz. Her iki durumda da kompresör’ün sürekli 3-4 dB kazanç azaltımı uygulamasını sağlayın ve kaybettiğiniz sinyal kadar make up gain açın. Dinamik aralığı oldukça geniş, iniş çıkışları oldukça fazla olan bir ana vokal kanalını yolladığınız reverb’ün çıkışına az önce izah ettiğim ayarlarla bir kompresör koyarak efekt cihazının giriş seviyesindeki değişikliklere daha az tepki vermesini sağlayabilirsiniz. Bu, daha stabil bir efekt miktarını miksin içerisinde barındırabilmenize yardımcı olacaktır.
BİLGİ DAĞARCIĞI
REVERB Çeşitleri
Analog Reverb: Spring ve plate reverb’ler bu kategoriye girer. Herhangi bir dijital matematiksel hesaplama kullanmayan mekanik aksamlar yoluyla elde edilen reverb ‘lerdir. Gitar amplifikatörlerindeki yaylı reverb’ler bu kategoriye girer.
Dijital Reverb: Yazılım veya donanım tabanlı sinyal işlemciler yardımıyla matematiksel hesaplamalar ve algoritmalar yardımıyla elde edilen reverb’lerdir. Bu yazıya konu olan reverb’ler yazılım tabanlı dijital reverb’lerdir. Cubase, Pro Tools, Logic gibi yazılımlarda kullandığımız tüm reverb’ler yazılım tabanlı dijital reverb’lerdir. Donanım tabanlı dijital reverb öğreticilerinin önde gelenleri arasında Lexicon, TC Electronic sayılabilir.
Convolution Reverb: Fiziksel bir mekanın akustik özelliklerinin dijital olarak simülasyonunun yapılması ile elde edilen reverb’lere convolution reverb denir. Bu, işlemcilerin ve bilgisayar chip’lerinin hızlanmasıyla son yıllarda mümkün olabilen bir işlemdir. Bir bakıma simülasyonu yapılan odanın ses örneğinin alınarak her yerde kullanılabilmesidir. İşlemci gücü açısından oldukça talepkar bir reverb çeşididir. Cubase 5 ve sonraki versiyonlarında ücretsiz gelen REVerence, hem Pro Tools hem de Logic paltformunda çalıştırabileceğiniz McDSP Revolver convolution reverb’lere örnektir.
Bora USLUSOY