Mikrofonlar bir stüdyonun veya müzik yapım sürecinin olmazsa olmazıdır. Gerek vokal, gerekse enstruman kayıtlarında kullandığımız; ses dalgalarını elektrik akımına dönüştüren mikrofonların piyasada pek çok çeşidi bulunmaktadır. MyDukkan’ın Stüdyo Mikrofonları kategorisini incelerseniz fiyatların 100 TL ile 40.000 TL arasında değiştiğini görebilirsiniz. Evet yanlış duymadınız o kadar pahalı mikrofonlar da var, buyrun bakın. Neyse ki evde kayıt yapmak için satın alacağımız bir mikrofonun bir kol ya da bacağa mal olması gerekmiyor. Buyrun hep beraber inceleyelim:
CONDENSER ve DİNAMİK MİKROFONLAR
Genel olarak mikrofonları Condenser ve Dinamik olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Daha başka çeşitleri de var, ama amatör kullanıcılar için hazırlamış olduğum bu yazıda diğerlerine yer vermeyi gereksiz buluyorum. Condenser mikrofonlar genellikle stüdyoda kayıt için kullanılırken dinamikler daha çok canlı
performans için tercih ediliyor. Ancak bu, katı bir kural değil. Stüdyo kayıtlarının vazgeçilmezi olmuş dinamik mikrofonlar ya da canlı seslendirmede olmazsa olmaz hale gelmiş condenser mikrofonlar mevcut. Condenser ya da dinamik mikrofonlar arasında birinin diğerine üstünlüğünden bahsetmek pek doğru olmaz. Belli bir amaç için dinamik mikrofon daha uygun iken, bir diğerinde condenser gerekecektir.
Dinamik mikrofonlar dayanıklı ve sağlam olup, dip gürültüsü yapmazlar, fiyatları nispeten ucuzdur. Yüksek ses basıncı seviyelerine karşı dayanıklıdır. Ancak ses kaynağından uzaklaştıkça dinamik mikrofonların frekans cevabı azalır. Yani sesi uzaktan almaya kalktığınızda bas ve tiz frekanslarda kayıplar olur, daha dar bir aralıkta kayıt alır. Dinamik mikrofonları çalıştırmak için elektriğe gerek yoktur.
Diğer yandan condenser mikrofonlar, harici veya ses kartının üzerindeki preampliden alınarak mikrofon kablosuyla taşınan +48 volt elektrik enerjisine ihtiyaç duyarlar. Ses kaynağına olan mesafe uzasa da azalmayan, geniş bir frekans cevabı vardır. Sesi temiz ve detaylı olarak alırlar. Yüksek hassasiyeti olan condenser mikrofonlar, özellikle üst-armonikler yönünden zengin olan sesler için, hassas kayıtlarda kullanılırlar. Mikrofon tipleri arasında en pahalısı olmakla beraber uygun fiyata satın alınabilecek mükemmel conderser’lar mevcuttur.
Condenser’lar kendi aralarında da geniş diyaframlı ve küçük diyaframlı olarak sınıflandırılıyor. Genel olarak geniş diyaframlı condenserlardan daha fazla bas frekans cevabı alıp daha sıcak tonlar yakalanabiliyorken; küçük diyaframlılar hızlı sesleri, keskin transientları ve yoğun armonikleri iyi yakalayabiliyorlar.
Çok yüksek ses düzeyde ses üreten enstrumanları kaydederken mikrofon kapsülü üzerinde distorsiyon gerçekleşebilir. Özellikle akustik davul kayıtlarında çok rastlanan bir durumdur. Bu sebeple bazı condenser mikrofonlar üzerinde -20 dB’ye kadar gain azaltımı yapan pad’ler bulunur. Bu tür kayıtlar yapacak arkadaşların not etmesinde fayda var.
YÖNSELLİK
Mikrofonların hangi yönden gelen ses dalgalarına karşı duyarlı olduğu yönselliği ile ifade edilir. Omni-directional mikrofonlar her yönden (360 derece) gelen seslere karşı eşit duyarlılıktadır, yani her yönden ses alırlar. Cardioid’ler ise esasen önden ve bir miktar da yanlardan gelen sinyallere karşı duyarlı olan yönselliği ifade eder. Ses alım paterni bir kalbi andırdığı için bu şekilde isimlendirilmiştir. Supercardioid ve hypercardioid olmak üzere iki çeşidi daha vardır.
Önden değil ağırlıklı olarak yanlardan ses alan yönselliğe ise bidirectional yada Figure of 8 denir. Kullandığımız mikrofonların çoğunluğu cardioid paterne sahip olsa da ses kaynağının fiziksel yerleşimine göre (örneğin koro veya oda ambiyansını kaydederken) omnidirectional ya da Figure of 8 kullanılabilir. Canlı kayıtlarda bir enstrumanın mikrofonuna arka ve yanlardan diğer enstrumanların sesi kaçmasın diye yönselliği daha dar olan supercardioid ve hypercardiod paternli mikrofonlar kullanılabilir. Davul kayıtlarında davulların tek tek mikrofonlanmasında seslerinin birbirlerine kaçmaması için da supercardioid veya hypercardioid kullanılabilir. Bazı gelişmiş mikrofon bir anahtar yardımıyla birden fazla polar patern arasından seçim yaparak o anki kayıda uygun yönselliği tercih edebiliyorsunuz. Mikrofonların super liginde yer alan bir diğer klasik mikrofon AKG C414 bu mikrofonlar için güzel bir örnek oluşturuyor.
HANGİSİNİ ALMALI?
Vokal ve akustik/klasik gitar kaydediyorsanız geniş diyaframlı bir condenser almalısınız. Eğer vokal ve akustik/klasik gitar mikrofonlarınızı ayırabilecek kadar paranız varsa vokal için geniş diyaflamlı, akustik/klasik gitar için küçük diyaframlı birer condenser alabilirsiniz. Küçük diyaframlı condenserinizi davul kayıtlarında hi-hat, ride, crash gibi zillerde ya da tepe mikrofonları olarak kullanabilirsiniz. Eğer elektrik gitar kaydedip ampli mikrofonluyorsanız (ki elektrik gitarı kaydetmenin en iyi yolu budur) mutlaka bu iş için tasarlanmış bir dinamik mikrofon kullanmalısınız. Örneğin Shure SM57 gibi çok amaçlı bir dinamik mikrofon; yüksek volümlü, temiz ya da kirli tonlarda gitar kayıtlarında harikalar yaratacağı gibi pek çok kayıt mühendisinin trampet kayıtları için birinci tercihidir. Hatta tomlar ve bilimium perküsyonlar için de… Bas gitar kabini ve kick ve floor tom için AKD D112, Shure Beta 52A, Audix D6 gibi alt frekans cevabı için özel olarak tasarlanmış dinamik mikrofonlardan şaşmamak lazım. Vokal kayıtları için bir mikrofon almak istiyorsanız ve condenser bir mikrofon için bütçeniz yeterli değilse esasen canlı performans için tasarlanmış Shure SM58 gibi bir dinamik
mikrofonla da kayıt yapabilirsiniz, canlıda kullanmalarınız da yanına kar kalır! Shure SM57 veya SM58 de bütçenizi aşıyorsa yine Shure’un al serisi olan PG modellerine bakabilirsiniz.
USB Mikrofonlar
Son yıllarda popüler olan USB mikrofonlar aynı zamanda ses kartı özelliğine sahip. Başka bir ses kartına (arayüzüne) ihtiyaç duymadan doğrudan USB portundan bağlayıp kayıt alabiliyorsunuz. Hatta Avid Vocal Studio yazılımla birlikte komple bir kayıt sistemi kurmanızı sağlıyor. Diğer popüler seçeneklerden biri de iPhone ve iPad’e de bağlanabilen ama sadece Apple Mac bilgisayarlarla uyumlu Apogee Mic.
Aksesuarları Unutmayın! Hassas durumlarda yerinden oynayıp sizi sinir etmeyecek, mandallarını sıktığınızda kıpırdamadan yerinde durmasını bilecek bir mikrofon ayaklığına, kaliteli ve yeterli uzunlukta bir mikrofon kablosuna, sizin hissedemeyeceğiniz titreşimleri emerek condenser mikrofonunuza ulaşmasını engelleyecek bir shock mount/şok koruyucuya, condenser mikrofonla aranızda olması gereken 10-15 cm mesafeyi korumanızı sağlayan ve p, b, ç, s, ş gibi patlamalı sesler üreten harflerde ortaya çıkması muhtemel ses bozulmalarını engelleyen bir pop filtreye, çalıştığınız odanın duvarları çıplak ve pürüzsüz yüzeyler ise mikrofon ayaklığına monte edilen bir akustik düzenleyiciye ihtiyacınız olabilir benden söylemesi…