1. Elektro gitar ya da bas gitar çalacağım. Önce klasik gitarla başlamalıyım.
Yanlış! Elektrik gitar tekniği ile klasik gitar tekniği arasında çok büyük farklar var. Bazen bunu daha dramatik bir şekilde vurgulamak için yeni başlayacaklara neredeyse ayrı iki enstruman kadar farklı olduklarını söylüyorum. Elektro gitarda pena tutan elimizin bileği düz tutulurken klasik tırnakla çalınıyor ve bilek 45 dereceden bile fazla bükülüyor. Elektro gitarda sol el parmak ucunun biraz gerisiyle ve diğer tellerden istenmeyen sesleri engellemek ve susturma yapmak amacıyla biraz eğik bir şekilde basılırken; klasik gitarda notalar tam parmak ucuyla ve dik bir şekilde basılıyor. Liste uzar gitar. Keza bas gitarda da durum aynı.
2. Bir ev stüdyosunda ses mikseri mutlaka kullanılmalıdır.
Hayır! O zamanlar çok gerilerde kaldı. M-Audio Audiophile 24/96, Emu 0404 PCI gibi analog girişlerinde preampli olmayan ses kartlarından kalma, eski bir alışkanlık… Günümüzde popüler olan bütünleşik (yani üzerinde preamplisi olan, mikrofon, enstruman ve line girişleri, kulaklık ve line çıkışları olan) ses kartlarından birini kullanıyorsanız bir miksere ihtiyacınız yok. Özellikle de ucuz mikserler ses kayıtlarınıza dip gürültüsü katmaktan başka hiç bir işe yaramaz. Birden fazla enstrumanı miksere bağlayarak her seferinde tak-çıkar yapmadan kullanmak istiyor olsanız da aynı işi çok giriş ve çıkışlı ses kartlarıyla da gerçekleştirebilirsiniz.
3. İyi bir gitar tonu için pedal veya prosesör yeterlidir, gereklidir.
Malesef değildir! Bazıları bütün parasıyla en fiyakalı gitarı satın alıyor ve geriye kalanla da (ya da kalmayan mı demeliydik) küçücük bir amplifikatör alıyor. Ampli faktörünü göz ardı ederek iyi bir pedal ya da prosesör yardımıyla çok iyi tonlar yakalayacakları yanılgısına düşüyorlar. Oysa iyi bir gitar tonu yakalamak için esasen sesi fiziksel olarak üretecek en az 12 inç hoparlöre sahip, tercihen lambalı olan gerçek bir gitar amplisine ihtiyaç var. Dünyanın en gelişmiş prosesörünü de kullansanız, bulunması zor, özel üretim bir pedal bile satın alsanız 15 vatlık ev amplisine bağlayarak Joe Bonamassa’nınkiler gibi tonlar yakalayamayacağınızı biliyorsunuz değil mi? Ne demişler, bana amplini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim!
4. Kayıt stüdyosuna vereceğim parayla kendime ev stüdyosu kurar, kendi albümümü kendim kaydederim.
İşiniz zor, benden söylemesi. Son zamanlarda pek çok genç müzisyenin bir hevese kapılarak böyle büyük bir işe giriştiğini ve pek çoğunun hayal kırıklığı, zaman ve maddi kayıplarla sonuçlandığını üzülerek gözlemliyorum. Gerçek bir ses kayıt stüdyosunda mevcut olan ekipman kalitesini yakalamak pek mümkün değil. Yakalasanız bile tüm o ekipmanların ve yazılımların nasıl kullanıldığını öğrenmek uzun yıllar çalışma ve eğitim gerektiriyor. Tek başınıza boş bir duvara bakarak bir şeyler yapmak için tırmalamaktansa; iyi bir ses mühendisi ve prodüktörün bilgi ve tecrübesinden yararlanarak, stüdyonun ve ekip çalışmasının yaratıcı ve ilham verici gücünden faydalanmak çok daha doğru. Ev stüdyoları daha çok kişisel çalışmalar, beste ve demolar içindir, lütfen karıştırmayalım. Belki de hiçbir zaman etkin bir şekilde kullanmayacağınız bazı stüdyo ekipmanları yerine bütçenizi çalgınıza yatırmanız kendi enstruman parkınızı geliştirmeniz daha doğru olacaktır.
5. Aynı paraya, Apple Mac yerine daha güçlü bir toplama bilgisayar alıp Windows tabanlı bir bilgisayarla müzik yapmaya çalışmak…
Ses, müzik, görüntü gibi multimedya işlerinde Apple bilgisayarlar kullanılıyorsa bunun bir sebebi var. Windows tabanlı bilgisayarlara oranla biraz daha pahalı olsa da sistem kaynaklarını daha verimli kullanabilen, sorunsuz ve stabil bir sistem sunuyor Mac bilgisayarlar. Ve lütfen bilgisayar satın alırken tek önceliğiniz işlemci olmasın, bellek (RAM) için de mutlaka bütçe ayırın. Müzik yazılımlarında, özellikle sanal enstruman kullanımında tamamen RAM üzerinden çalıştığını unutmayınız ve bir sürü çekirdekli i5, i7 işlemcilerinizi 2-4 GB’lık RAM’lerle çalıştırmakta ısrar etmeyiniz.
6. İyi bir gitar kayıdı yapmak için iyi bir ses kartına direkt bağlayıp ampli simülatör yardımıyla işi bitiririz.
Boşversenize… En iyi gitar tonu ampli mikrofonlayarak kaydedilir. Tercihen lambalı bir gitar amplisini, akustik düzenlemesi yapılmış iyi bir odada dikkatli bir mikrofon yerleşimi ile bir adet dinamik, bir adet geniş diyaframlı mikrofon ve iyi bir çift kulakla alabilirsiniz ancak. Akustik gitar kayıtlarında ise jak çıkışı sadece canlı performanslar içindir. Stüdyo kayıtlarında DI çıkışı kullanılmaz. Eşlenmiş bir çift küçük diyaframlı kondenserla yine iyi bir odada, yine iyi bir mikrofon yerleşimi ve iyi bir çift kulakla yapılır.
7. Altı üstü bir kablo, hepsi aynı değil mi?
Değil. Konnektöründen, kablosuna, lehiminden uzunluğuna kadar tüm bileşenleri sinyal kalitesini etkiliyor. İhtiyacınız olmadıkça uzun kablo kullanmayın. Zaten balanssız sinyal, yani tipik bir enstruman kablosu 5 metreden uzun mesafelerde kullanılmaz. Adeta bir anten gibi manyetik alanlardan etkilenir, radyo anteni gibi tüm dip gürültüsünü çeker. Ses kartı hoparlör arasında mutlaka balanslı bağlantı kullanılmalı, TRS kablolar tercih edilmelidir. Özellikle acemi bir şekilde lehimlenmiş ve içten kısmi kopukluğu olan kablolarda tiz frekanslarda eksiklik net bir şekilde duyulabilir. Dikkat ediniz.
Bora USLUSOY