Günümüzde birçok müzisyen hayatını başka bir iş yapmaya gerek duymadan sadece müzikten kazanabiliyor. Bazıları bir okulda ya da bağımsız olarak dersler vererek eğitmenlik yapıyor, kimileri grubuyla veya solo kendi müziğini çalıp turneler yapıyor, bir kısmı canlı performanslarda bazı sanatçılara eşlik ediyor, biraz daha şanslı olanları ise bunlardan birkaçını aynı anda yürütebiliyorlar. Benim bu yazıda saydıklarımıza eklemek istediğim bir başka yol ise kayıt, diğer bir adıyla stüdyo müzisyenliği.
İyi bir stüdyo müzisyeni olabilmek için nasıl bir donanıma sahip olmak gerek? Neler yapmalı? Ne gibi özellikleriniz olmalı? Nasıl ilişkiler kurulmalı? Nasıl bir çevre edinilmeli? Kendi içinizde bu soruları ne kadar doğru cevaplayabiliyorsanız o kadar sonuca yakınsınız demektir.
İşin Müzikal Kısmı:
Kusursuz bir tekniğe sahip olmak bu işin olmazsa olmazıdır. Ne kadar az take çalarak kaydı tamamlarsanız o kadar profesyonel olduğunuz anlamına gelir. Stüdyo demek zaman demek, zaman ise para demektir. Hiçbir sanatçı, prodüktör ya da kayıt teknisyeni çöpe atılacak kayıtlarla zamanını veya parasını harcamak istemez.
Gideceğiniz kayıtların en az yüzde doksanı click track olacağından metronomla adeta yapışık ikizler gibi olmanız sizin adınıza büyük bir avantaj olacaktır. Sepetinizde çeşitli stiller ve bu stillerde çalacağınız çeşitli partisyonların bulunması sizden isteneni kısa sürede ve doğru bir şekilde algılayabilmeniz için önemli bir etken.
Enstrumanınızdan çıkardığınız ton da bir başka önemli husus. Diğerlerinden farklı bir tınıya sahip olmanız avantajınıza olacaktır. Aynı şekilde birden fazla değişik tını seçeneklerinizin olması da çıtayı bir tık daha yukarıya taşır.
Müzikalitenizin yüksek olması, çaldığınız partilerin olgun ve yerinde duyulması açısından oldukça önemli. Boş konuşmak yerine az ve öz cümleler çalmak ya da değişik ambianslar yaratabilmek ancak müzikalitenizle doğru orantılıdır.
Ekipman:
Stüdyolarda onbinlerce dolar harcanarak kurulan kayıt düzeneklerinin yanında sizin kayda 500 dolarlık bir davul setiyle ya da dip gürültüsü olan bir gitar amfisiyle gitmeniz oldukça abes olacaktır. Yapılacak kayıt ne kadar temiz ve kaliteli olursa sonrasında o kaydı işlemek de o kadar kolaylaşır. O yüzden kaydettiğiniz bütün ekipmanların A sınıfı olması çok önemli. Ayrıca çaldığınız stillere uygun ekipman edinmek de işin başka bir boyutu. Kaydettğiniz prodüktrün “Acaba bu partisyonu 12 telli ile çalsak nasıl olurdu?” sorusuna kutusundan çıkardığınız 12 telli gitarınızla “Deneyip görelim.” cevabını verdiğinizde bundan sonra size başka bir gözle bakacağına emin olun. Kendinize ekipmanınızı stüdyoya taşıyıp kurabilecek, sizin setup’ınızı öğrenebilecek bir teknisyen bulun. Kayıttan önce ekipmanlarınızı 5 kat taşıdığınız için seğiren bir eliniz olsun istemezsiniz.
Kişisel Özellikler:
Birlikte çalışma konusunda çok açık ve uyumlu olmak karşınızdaki kişiyle olan diyaloğunuzu rahatlatacak ve muhtemelen yeni tanıştığınız o kişiyle aranızdaki elektriğin ve gerginliğin azalmasını sağlayacaktır. Kayıt için bir stüdyoya giderken egonuzu odanızdaki elbise dolabınıza asmanız kesinlikle maça 3-0 önde başlamanız anlamına gelir. “Benim hiç egom yok ki!” demeyin. Herkesin ufak da olsa egosu vardır. Size yapılan kritikleri, eleştrileri veya istekleri doğru pencereden görmeye çalışın. Egonuzun sizden önce konuşmasına izin vermeyin.
Kayıt Camiası:
Bir menajer için en önemli mottolardan biri “Her gün yeni birisiyle tanış.” olduğu düşünüldüğünde doğru kişileri tanımak olabildiğince geniş bir çevre edinmekle mümkün olacaktır. Eğer bir firmaya ya da menajere bağlı değilseniz kendi menajerinizsiniz demektir. Zaten hali hazırda çokça müzisyen arkadaşınızın olduğunu varsayarak, mümkün olduğunca işin prodüksiyon kısmından insanlar tanımak (menajer, prodüktör, ses mühendisi, stüdyo sahibi, aranjör, plak şirketi sahibi veya genel müdürü vs…) kayıt camiasında daha çok bilinmenize yol açacaktır.
Tabii ki bu “doğru kişiler”le daha organik yollarla da tanışabilimeniz olası. Mesela grubunuzla ya da bir arkadaşınızla birşeyler kaydetmek için bir stüdyoya gittiniz. Oradaki kayıt teknisyeni veya herhangi bir sebepten orada bulunan bir prodüktör sizin çalışınızı, tonunuzu ve kayıt esnasındaki davranışlarınızı çok beğendi. Bir sonraki projesinde sizi aramaması için hiçbir neden yok. Ya da müzisyen bir arkadaşınızın çalacağı bir kayıtta sizin enstrumanınıza ihtiyaç oldu. Aklına ilk gelen de siz oldunuz. Başka bir senaryoda bir şarkıcı sizin çaldığınız bir albümdeki performansınıza hayran kaldı, araştırdı ve sizi buldu.
Davet edildiğiniz albüm lansmanı, sektörden insanların katılması olası kokteyl, parti ya da kutlamalar gibi etkinlikleri kaçırmamaya özen gösterin. Sosyal olmak her zaman sizin için bir artıdır.
Bütün bu bahsettiğimiz donanıma ve özelliklere sahipseniz kısa zamanda olayın gerisi çorap söküğü gibi gelecektir. Sadece işin başında biraz sabıra ihtiyacınız var. Hepinize bol şanslar.