Müzisyenler arasında tam bir muammadır. Kimse tam olarak bilmez. Okulda okutulmaz, kitaplar yazmaz, internette bulunmaz. Geçen haftaki gibi bir uslupla; basit, soru cevap şeklinde ele almak istedim. Buyurun buradan yakın…
Notere gidip bestelerimin telif haklarını nasıl alacağım?
Yok, bakın o iş öyle değil. Noter size telif haklarını falan vermez. Bir esere sahip olduğunuzu kanıtlamak için notere gidip söz ve müziğinizin yazılı olduğu kağıtları onaylattırabilirsiniz. Eserinizin çalınması durumunda daha erken bir tarihte noter onaylı belgenizle eserin size ait olduğunu kanıtlayabilirsiniz. Mahkemede delil olarak sunabilirsiniz. Eserlerinizin çalınması durumunda hemen dava açmanıza da gerek yok. Usulsüzlüğü yapan ‘sanatçıya’ ya da yapım şirketi, menajer ya da avukatı gibi kanuni temsilcilerine durumu bildirmeniz halinde işi mahkemeye taşımadan, uzlaşarak hakkınızı almanız mümkün olabilir. Sizi takmıyorlar mı? Hiç acımayın.
Noter, onayladığı belge başına ücret aldığı için fotokopi makinesiyle söz ve notaları küçültüp sayfa sayısını azaltarak masrafı azaltmayı deneyebilirsiniz. Ne de olsa sinekten yağ çıkaran bir milletiz.
Eser sahipliğimi kanıtlamanın noter onayından başka bir yolu yok mu?
Var tabi… En eski ve ilkel yöntem notaları, sözleri bir zarfa koyup PTT aracılığıyla, iadeli-taahhütlü veya APS ile kendi kendinize göndermek. Evet kendi kendinize. Ama zarf elinize geçince kesinlikle açmamalısınız. Bir gün eseriniz çalınırsa elinizde mahkemede delil olarak sunabileceğiniz, açılmamış (umarım) Türkiye Cumhuriyeti devletine ait posta idaresinin mühürlü, damgalı zarfı içerisinde notalar yer alıyor olacak. Sizin postayı gönderdiğiniz tarih çalıntı olan eserinizin yayınlanma tarihinden daha erken olacağı için teknik olarak işe yarar, yaraması lazım.
Ancak son yıllarda internet üzerinden kolayca ve ucuz bir şekilde alacağınız zaman damgasıyla bu işi çözme imkanı varken posta yöntemi çok ilkel kalıyor. Halen bu hizmeti veren www.sahiplen.com sitesinin hizmetini kullanıyorum. Sistem şöyle çalışıyor: Siteye üye olup adedi 4 TL, hatta toptan alındığında çok daha ucuza gelen kontörlerden satın alıyorsunuz. Yine internet sitesinden indirerek bilgisayarınıza kuracağınız bir yazılım aracılığıyla her istediğiniz belgeye sadece bir kaç saniye içerisinde zahmetsizce zaman damgası alabiliyorsunuz. Yani bilgisayarınızın saat ve tarih bilgilerinin kayıtlı olduğu, TC mahkemelerinde geçerli olan dijital bir kanıt yaratabiliyorsunuz.
Eser sahipliğinin telif haklarından farklı bir şey olduğunu anladım. Peki telif hakkı nedir, kuzum?
Eserinizin kişi ya da kuruluşlar tarafından kullanılması, bir başka deyişle ‘tüketilmesi’ sonucunda sizin lehinize ortaya çıkan ve maddi karşılığı olan bir haktır. Meslek örgütleri tarafından sizin adınıza toplanır, kurum payı ve devlet adına stopaj vergisi kesildikten sonra size ödenir.
Mekanik Telif Hakkı Nedir?
Eserleriniz kaset, CD, DVD, Blue-Ray veya benzeri fiziksel bir mecrada çoğaltılacağı zaman yayıncı şirket tarafından sizin adınıza meslek birliğine yatırılan bir bedeldir. Yayıncı firma mekanik haklarınızı yatırmadan bandrol alamaz. Eğer isterseniz kendi rızanızla temsili haklarınızdan feragat edebilirsiniz (yani vazgeçebilirsiniz). Mesela yayıncı firma size ait ise, yani kendi albümünüzü kendiniz yayınlıyorsanız, kendi kendinize telif hakkı ödemek anlamsız olacağından sadece kurum payını ödemeniz yeterli olacaktır. Bazı yapımcı firmaların bu maliyetten kaçınmak için tecrübesiz sanatçılara üye oldukları meslek birliği üyeliğinden ayrılmalarını istediklerini duymuştum. Hak kaybına uğrayacağınız için bunu tavsiye etmiyorum.
Temsili Telif Hakkı Nedir?
Eserleriniz radyo, televizyon gibi yayın kuruluşları tarafından kullanıldığı, yani yayınlandığı zaman elde ettiğiniz haktır. Radyo ve televizyonlar belli periyotlarla, kullandıkları müzik eserlerinin listesini, hangi eserin kaç defa ve ne kadar süreyle yayınlandığı bilgilerini de içerecek şekilde bir rapor olarak meslek birliğine iletir ve hesaplanan telif tutarını öderler. Meslek birliği de kurum payı ve devlete sizin adınıza ödenecek stopaj vergisini kestikten sonra size ödeme yapar. Sadece radyo ve televizyonlar değil kamuya açık alanda müzik yayını yapan her türlü tesis temsili telif hakkı ödemekle yükümlüdür. Oteller, lokanta ve kafeler, alış-veriş merkezleri veya benzeri tüm kurumlar telif ödemek zorundadır. Bu tür kurumların hangi eseri ne kadar süre ile veya kaç defa yayınladığını takip etmesi mümkün olmadığından kapasitesi oranında (örneğin turistik tesistlerde ya da otellerde yatak kapasitesi bakımından ya da cafe, restoranlarda gibi mekanlarda metrekare hesabına göre) dahil oldukları tarifeye uygun olarak telif öderler. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanununda tüm bu düzenlemeler detaylı olarak belirtilmiştir. Meslek birlikleri düzenli olarak denetimler yapmakta, telif ödemeyen kurumlar tespit edildiği takdirde önce uyarılmakta, kurumun telif ödemeye yanaşmaması durumunda ise derhal hukuki yollara başvurmaktadır.
Telif hakları grup üyeleri, aranjör, prodüktör, besteci, söz yazarı arasında nasıl paylaşılır?
Bu tamamen eser sahiplerinin kendi aralarında belirleyebilecekleri bir konudur. Telif hakları, her bir grup elemanı ya da aranjör veya prodüktör arasında, eserin müziğine ya da sözlerine yaptıkları katkı oranında bir yüzdeyle bölüştürülmelidir. Bu paylaşımı fazla uzatmadan, aradan uzun süre geçmeden yapmakta fayda var. Meslek birliğinizden temin edebileceğiniz eser bildirim formunda tüm hak sahiplerinin yüzdelerini açıkça belirtip herkese imzalatarak kayıt altına alabilirsiniz.
Hangi meslek birliğine üye olmalıyım?
MSG ve MESAM bestecilerin ya da diğer eser sahiplerinin (örneğin miras yoluyla kendisine eser sahipliği intikal etmiş kişilerin) üye olacağı birliktir. Türkiye dışında birden fazla eser sahiplerine ait meslek birliği olan bir ülke olduğunu sanmıyorum. Bazıları bu durumun karışıklığa sebep olduğunu savunsa da; bu iki kurum arasındaki rekabet sayesinde sunulan hizmet kalitesinin arttığını düşündüğümden, o görüşe katılmıyorum. Eğer beste yapıyorsanız henüz yayınlanmamış dahi olsa ‘Yaralanan Üye’ statüsüyle meslek birliğine katılabilirsiniz. Üye olmak için standart bir kaç belge dışında hiçbir şey istenmiyor ve ücretsiz. İhtiyaç duyduğunuzda kariyerinizle ilgili pek çok konuda bilgi veya hukuki destek de meslek birliğinizden ücretsiz olarak alabilirsiniz. Sivil toplum ve sanatçılar adına bir baskı grubu oluşturmak adına tüm müzisyenler meslek birliklerine mutlaka üye olmalıdır.
MÜYORBİR müzik yorumcuları birliği, yani besteci olmayan ama solistlik yapan kişilerin üye olduğu; MÜYAP ise müzik yapımcılığı yapan firmaların yani plak şirketlerinin üye oldukları meslek birliğidir.
Bir başka yazıda görüşmek üzere, hoşçakalın
Bora USLUSOY