Piyasada envayi çeşit gitar amplisi var. Oldukça kafa karıştırıcı değil mi? Lambalısı var, transistörlüsü var, melezi var, dijitali var… Çeşitlerine girmeden önce ampliyi oluşturan bileşenleri irdeleyelim: Preampli (önyükseltgeç), power ampli (güç amplifikatörü), hoparlör, efektler (opsiyonel)
Preampli: Gitar tellerinin titreşimi manyetik tarafından yakalanarak elektrik akımına dönüştürülür ve kablo vasıtasıyla amplinin girişine ulaştırılır. İşte bu düşük seviyeli sinyali işlenebilecek seviyeye ulaştıran amplfikatör devresine preampli deniyor. Tonun frekans içeriği ve kazanç seviyesi burada şekilleniyor. Preamp katında gain, bass, mid, treble, presence gibi ayarlar bulunuyor. Tonunuzun kirli mi temiz mi olacağı, baslı mı, tizli mi olacağı preamp katında şekilleniyor. Lambalı ve transistörlü çeşitleri mevcuttur.
Güç Amplifikatörü: Power amp kısmı ya da ‘çıkış katı’, hoparlörü sürerek ses çıkışını sağlayacak seviyede yüksek akım üreten devre oluyor. Ana volüm kontrolü güç amplifikatörünü kontrol ederek çıkan ses seviyesini belirliyor. Preampli kadar olmasa da, güç amplifikatörünün de tonu şekillendirme açısından fonksiyonu vardır, özellikle de lambalı ise. Lambalı ve transistörlü çeşitleri mevcuttur.
Hoparlör: Elektrik akımının ses dalgalarına dönüşmesini sağlayan aksamdır. Membranındaki titreşimler hava basıncında değişikliklere sebep olarak ses dalgalarının havada seyahat etmesini sağlarlar. Gitar için 8, 10, 12 inç ölçülerinde çeşitleri mevcuttur.
Efektler: Distortion ve reverb gitar amplilerinde en çok bulunan efektler olarak karşımıza çıkıyor. Vintage amplilerde vibrato efekti de yaygınmış bir zamanlar. Son yıllarda gitar amplileri üzerinde reverb, delay, chorus gibi dijital efektleri de sıkça görmeye başladık.
Ampli veya kombo olarak tanımladığımız standart elektro gitar amplifikatörleri preamp, power amp ve kabin bileşenlerinin tamamını tek vücutta bir araya getiren bütünleşik cihazlar. Oysa pre-power katını ayrı bir kasada hoparlörleri ise ayrı bir kabin ünitesinde barındıran amplilere ise kafa-kabin deniyor.
LAMBALI (VALVE/TUBE) GİTAR AMPLİFİKATÖRLERİ
Rahmetli dedemin evinde lambalı bir televizyon vardı. Regülatöre bağlı olarak çalışırdı ve açma kapama düğmesine bastıktan yaklaşık 10 dakika sonra görüntü gelirdi. Bildiğim kadarıyla lamba teknolojisinin kullanıldığı yegane sektör enstruman ampli sektörü. Yüksek kaliteli bazı Hi-Fi ses sistemlerinde de kullanıldığını duyuyorum. Neyse ki modern lambalı tasarımlarda lambanın ısınıp cihazın çalışması için sadece bir kaç saniye beklemek yeterli oluyor. Lambalı ampliler daha iyi, daha parlak, üst armonikler açısından daha zengin tonlar üretebildikleri ve tuşe değişimine tepki verebildiği için daha çok tercih ediliyor. Lambalı amplilerde iki ekol var. Marshall ve Laney gibi İngiliz ekolünü temsil eden lambalı ampliler mid ve high mid frekans’ları açısından zengin tonlar veriyor. Diğer taraftan Amerikan ekolünden Fender ve Mesa-Boogie gibi ampliler ise bas ve tiz frekansları yüksek, mid frekansları bir miktar kırpılmış yabancıların deyimiyle ‘scooped’ bir sound veriyor. Tipik lambalı Mesa-Boogie için tonları için bakınız Metallica, Marshall için AC/DC, Guns’n Roses ve benzerleri…
TRANSİSTÖRLÜ (SOLID-STATE) GİTAR AMPLİFİKATÖRLERİ
Günümüzde ucuz fiyatlı düşük vatajlı amplilerin çoğu transistörlüdür. Lambalıların aksine transistörlü ampliler sesi renklendirmez. Temiz tonları için bazı caz gitaristlerince tercih edilse de (bakınız Roland Jazz Chorus) transistörlü amplilerin overdrive ve distortion tonları lambalılardaki kadar doğal değildir. Eğer müzik tarzınız yüksek volümlerde temiz tonlarla çalmayı gerektiriyorsa transistörlü amplilerden daha fazla verim alırsınız, zira lambalı amplilerde volüm açıldıkça gitar tonunda doğal bir kirlenme eğilimi görülür.
MELEZ (HYBRID) AMPLİFİKATÖRLER
Ürettikleri sıcak tonlardan dolayı preampli katı lambalı, güç katı ise transistörlü olan amplilere hybrid ampliler deniyor. İlk olarak Marshall’ın ValveState serisiyle hayatımıza giren melez ampliler günümüzde pek çok üreticinin en çok satılan ürünleri arasında yer alıyor. En önemli sebebi de full lambalı amplilere oranla daha ulaşılabilir fiyatlara satılıyor olması.
DİJİTAL AMPLİFİKATÖRLER
Ya da modelleme yapan ampliler de diyebiliriz. Bünyesinde entegre bir gitar prosesörü barındıran ve dijital modellemeleri sayesinde muhtelif amplilerin tonları üreten ampliler son yıllarda gittikçe popüler olmaya başladı. Line 6 Spider serisi, Roland Cube modelleri ya da Fender CyberTwin gibi modelleri sayabiliriz. Bu tür ampliler üzerlerinde çeşitli dijital efektlerle birlikte geldikleri için özellikle yeni başlayanlar için daha da cazip bir seçenek haline geliyorlar.
Bora USLUSOY